@Wentuno

Ahmet Melik SUBAŞI

Ask @Wentuno

Sort by:

LatestTop

Previous

Abi bu basketbol aleminde nba-avrupa farketmeksizin sayısız türk yazar yorumcu takip ediyorum. Senin kadar kral adam yok vallahi. Toplumsal olaylarda diğerlerinden bambaşka bi özelliğin var senin. Hiçbiri Allah kelamını dile getirmezken sen, ölen kişi müslüman olunca tepki göstermezken sen +++

Teşekkür ederim değerli sözlerin için dostum, çok naziksin.
Maalesef toplum olarak algılayamadığımız bir şey var: İnsanlar yalnızca ikiye ayrılır; iyiler ve kötüler. Başka türlü ayıramazsın, olmaz.
Lakin bizler sunii ayrımlarla hipnotize olmuş, birbirimize düşmüşüz, veya düşürülmüşüz. Şu memlekette dile getirmeye kalksan; sağcı-solcu, alevi-sünni, fenerli-galatasaraylı, AKP'li-Muhalif, Türk-Kürt, onlarca ayrım şekli sayarsın.
Ne yazık ki bizler hala bu ayrımların suni olduğundan, tek gerçeğin 'iyi veya kötü' olduğundan büyük ölçüde bihaberiz. Benim çizgim tam olarak bu. Beni yakından tanıyan insanlar şaşırırlar zaten, ''Bu adam senin düşünce yapına zıt, neden onunla aynı masada oturup sohbet ediyorsun?' ya da 'Bu adam senin kafada, niye adamı sallamıyorsun?' türünde tepkiler verirler.
Anlayamadıkları şey şu: Seninle aynı görüşü, dini, mezhebi, ırkı, memleketi, düşünceyi, ideolojiyi, veya herhangi başka bir şeyi paylaşmayan adam kötüdür diye bir şey yok.
Aynı şekilde senin köylün, senin cemaatin, senin zümren, senin partin, senin takımının taraftarı, senin düşünce yapına ya da seninle ortak herhangi bir şeye mensup adam iyidir diye de bir şey yok.
İyiler ve kötüler var. Ben her zaman iyiden, doğrudan, adil olandan tarafımdır. Ki bence bu çok da zor, imkansız bir tavır değil.
Örnekle bitireyim; İngiltere'de birine dini ya da mezhebini sormak ayıptır. Burada birine maaşını sorduğunda nasıl bir tepki alırsan, orada da benzerini alırsın. Batı bloğunun büyük kısmında geçerli bu tip şeyler. Zira adamlarda ''Ha bu bizim köydenmiş, bu iyidir'' olayı pek yok. Liyakate, iyiliğe, duruşa bakıyorlar. Top sakallı mısın, hacı sakallı mısın, hangi bölgenin neresindensin, pek önemi yok bunların.
''Temiz sokaklar mı istiyorsun? Kendi kapının önünü temizleyerek başla, değişimin kendisi ol'' demiş adam. Böyle bir dünya görecek miyim bilmiyorum; ama ben kendimden başlayalı uzun zaman oluyor.

View more

Ne kadar özenli ve detaylı cevaplar veriyorsun.

Hakkını vermek gerek... Mesleğim gereği ben de çok soru soran biriyim; bana soru soranlara kendim duymak istediğim türde cevaplar vermeye çalışıyorum.

Etrafta eskisi gibi pek basketbol yazan site, dergi, blog vs. göremiyorken keşke imkan olsa da 5-6 sene önceki gibi şu BT ruhunu tekrar canlandırabilsek diyorum bazen içimden bro. Hayat şartları, iş-güç pek izin vermiyor ama insan özlüyor yine eline kalem almayı. Kal sağlıcakla :) - Alper Başaran

:) Eyvallah.
Ne piyasa şartları, ne de bireysel şartlar gereği o olay artık zor be kardeşim. Anıl ve Mali bebek bakıyor şu sıralar, sırada ben varım, yaşlar 30 dedi falan.. O dönem harika bir dönemdi ve dibine kadar keyfini çıkardık, muhteşem anılar ve sonuçlar elde ettik. Şimdi, bugünkü dönemin tadını çıkarma zamanı..

Related users

NBA maclarina gidip akabinde basin konfernaslarina katilma imkanini nasil ve nereden buldun?

Ahahah, ''Malı kimden alıyorsunuz, konuş, cevap ver!'' tadında olmuş:)
Dostum, bu durum basketbol yazıp çizen bir gazeteci olmamdan ileri geliyor. Özel bir imkana vs. gerek yok, o salonda oturup o konferanslara katılanlar da gazeteciler zaten.
NBA'de ve genel olarak ABD'de spor gazetecilerine duyulan saygı ile buradaki arasında uçurum var. Lig yönetimi ve yetkilileri, NBA'in medyada yer aldığı kadar var olduğunu ve olacağını biliyor, bu açıdan medyaya büyük değer veriyorlar. Ben de Fanatik e-Gazete'de her gün en az 1 tam sayfa NBA veriyordum; ABD'dekiler de bu işleri takip ediyor ve raporluyorlardı, çok da sempati ile bakıyorlardı.
Sonuç olarak beni resmi olarak ABD'ye davet ettiler ve kendi söylediklerine göre çalıştığı kuruma tek kuruş harcatmadan, tamamen NBA'in davetiyle Play-Off'a ve NBA Finali'ne akredite olan ilk Türk gazeteci oldum. Öğrenmek istediğin neydi bilmiyorum ama 2014 NBA Play-Off'larının hikayesi benim için tam olarak bu.

View more

ahmet kaya

Müzik adamı. Bende müzik tutkunun ötesinde bir şey, olmazsa olmaz gibidir. Birkaç istisna tür dışında dinlemediğim müzik yok ve o dönemin yetiştirdiği tüm sanatçılar gibi Ahmet Kaya'ya da büyük hayranlığım var. Gelmedi; bir Cengiz, bir Orhan, bir İbo, bir Müslüm, bir Barış, bir Erkin daha gelmedi ve bir Ahmet daha gelmeyecek.
Bir müzik adamı olduğu için müzikal pencereden bakıyor ve böyle söylüyorum. Diğer taraflardan bakacak olursak aynı şeyleri söyleyemem.

Popovich'in sana tepkisinden sonra ilk nasil hissettin?

İlk anı soruyorsan 'poefff' oldum; efekti de duymuşsundur zaten :) Yani riskli bir soru sordum ve alacağım cevabın çarpıcı bir şey olma ihtimalinin, temiz bir cevap ihtimalinden çok daha yüksek olduğunun farkındaydım. Ama hiç yanıtlamayacağı aklıma gelmemişti. Zira ilk kez bir soru sorarken Türkiye'den geldiğimi belirtmiştim (ki bunu da NBA yetkilileri söyledi, belirtin, seviyorlar uluslar arası basına çok saygı duyuyorlar falan demişlerdi) ve tatsız da olsa bir yanıt vereceğini düşünmüştüm. Şaşırdım haliyle.

kenan sipahi -cedi osman -furkan korkmaz- ege arar-tolga geçim-egemen güven-kartal özmızrak-metecan birsen gibi potansiyeli çok yüksek genç oyuncularımız var bu isimler ışığında milli takımın geleceğini nasıl görüyorsunuz ? ve bu oyuncular veya başka genç türk sporculardan hangileri nba yapabilir?

Hepsi yapabilir, neden olmasın? Neticede bugün NBA'e gidip tutunabilmiş garip garip adamlar var. Klasikleşmeye başladı belki ama Alexey Shved'in falan oynadığı bir ligde Furkan Korkmaz niye tutunamasın? Doğru adımlar atıldığı sürece hayli mümkün. Ki Furkan'ın, Egemen'in adı 2015 NBA Draftı için sıkça geçiyor. Diğerleri de sıkı takip altında.
Bizim problemimiz şu; yeteneği bulmakla veya A Takıma çıkarmakla sınırlı kalıyoruz. Bir cevheri keşfediyor, belli bir yaşa geldiğinde ona ya büyük paralar verip büyük takımlarda yabancıların arkasında havlu sallatıyoruz ya da 'Olmadı bu ya' deyip sağa sola kiralık veriyoruz.
Önemli olan var olanı işlemektir. Bugün bana, bireysel idman yapan kaç tane Türk sporcu gösterebilirsin? Tüm branşlar için soruyorum bunu. Dirk Nowitzki, gezmek için İstanbul'a geldiğinde Efes'e 'İdman yapmak için Merter'deki tesisleri kullanıp kullanamayacağını' sordu. Ki yaşı 35'e dayanmıştı o zaman. Adam tatil günü Merter'de günde 500 tane fade away atıyordu?! Kobe desen sabahın üçünde kalkıp çalışıyor, hala ve hala! Hangi sporcumuzda var bu etik?
Zaman ayırıp şu röportajımı oku derim, yiyecek 40 fırın ekmeğimiz var:
http://www.fanatik.com.tr/2014/11/25/usain-boltun-antrenorunden-basarinin-sirlari-400501
Küçücük ülkelerden dünya yıldızları (akıma gelen ilk örnek... Küçücük Sırbistan'dan -hadi basketbolu geçeyim, ekol adamlar- Raonic'ler, Djokovic'ler çıkıyor) çıkarken, 75 milyonluk Türkiye'den -Arda Turan ve NBA'dekiler dışında- niye bir tane dünya yıldızı, süperstar çıkmıyor? Üstelik Avrupa'da genç nüfus olayında lider ülkelerden biriyken?
Böyle bir potansiyeli bu denli heba edebilmek de bir başarı. Yersen.
Neyse ki Allah yeniden yüzümüze güldü; altyapılardaki fedakar antrenörler sayesinde pırıl pırıl çocuklar geldi. Şimdi o hataları yapmamalı, gelişmenin, öğrenmenin yaşı yok. Bu çocuklar hayatları boyunca, kariyerleri sona erene dek ağır bir çalışma disiplini ve gelişme odaklı etik yaklaşımı benimsemeliler. Antrenörler ve yöneticiler de onların idmanlarda biriktirdikleri şeyleri sahaya koyabilmeleri için onlara süre ve fırsat konusunda gerekli esnekliği gösterebilmeliler. Bu açıdan ZOC, Duda, Zoran Lukic, Jure Zdovc gibi antrenörler büyük fırsat.
Umarım hepsi NBA'e gider, hepsi bizi dünya şampiyonluklarına taşır, ağabeyleri gibi yeteneklerini para ve tembellik karşılığı (İzzet, İlkan, Semih...) çöpe atmazlar.

View more

fenerbahce ülker in f4 şansını nasıl görüyorsun ?

'Yaparlar' demek çok iddialı olur. Final Four kolay bir iş değil ve hepsinden önemlisi tecrübe faktörünün çok ön plana çıktığı bir şey. Son 20 yılın F4 yapanları listesine bak, hep oranın gediklisi takımlar göreceksin. Arada sürpriz istisnalar çıkmıyor değil tabi ve bence Fenerbahçe Ülker, takım içi uyumluluğu, rol dağılımını vs. üst seviyeye taşımaya devam ederse gayet mümkün. Neticede işin başında geçen sene nal toplayan bir Semih Erden'den bile verim almayı başarabilmiş, 8 şampiyonluk kazanmış ZOC var, bu yolda edinilebilecek en iyi 2-3 rehberden biri. Bir diğeri de Efes'te zaten. 'Kesin yaparlar' demeyeceğim ama iyimserim. İnşaallah olur.
Liked by: omer ozsoy

nba yazılarınızı fanatik te daha sık görebilecek miyiz?

Gazetede zor, malum yer sıkıntısı oluyor ve uzun uzadıya bir şeyler karalayamıyoruz oraya. Ancak Fanatik.com.tr olarak diyorsanız; bilhassa şu sıralar özel çalışmalara daha fazla yoğunlaşmış durumdayım. Yani bu da demek oluyor ki yazılar devam edecek.
Çok teşekkür ederim ilginiz için.

açıkçası 1-2 defa rast geldim. sayfanda ekran görüntüsü olarak paylaştığın nba maç yorumları ve tahminleri vardı. 2 defa üst üste kazanmıştım senin sayende. yine aynı şekilde yorumları ve tahminleri gecelik paylaşman mümkün mü?

10 gündür yıllık izindeydim. Yeniden ateşleriz bugün ;)

gülü susuz bizi tahminsiz bırakma :) NBA bahiscileri seni bekliyor

:) Eksik olmasınlar. Fırsat buldukça paylaşıyorum, paylaşmaya da devam edeceğim. Neticede o da bu işin keyifli kanatlarından biri. Adam Silver'ın da dediği gibi..;)

Basketbol programlarında yabancı kökenli kelimelerin kullanılmasından şikayetçisin, Türkçe'yi savunuyorsun ama Twitter Bio'n İngilizce bro.

Twitter'daki tanıtımım yalnızca Türkiye'ye hitap etsin istemiyorum da ondan. Hatta elimden gelse tüm tweet'leri hem Türkçe, hem İngilizce atmak istiyorum ama bir türlü oturtamadım onu. Genel olarak tüm konularda da böyle düşünüyorum. Bence bugün, özellikle böyle sektörlerde faaliyet gösteren herkes, ülkesiyle sınırlı kalmayıp tüm dünyaya hitap edebilmeli. ''Dünya köy olacak'' diyorlardı, bence oldu bile.

abi okc de westbrook oynuycak nyk da carmelo yok diyorlar haberler böyle bide senden öğrenelim dedik doğrumu acaba?

Westbrook ilk beş çıkacak. Melo'nunki maç saatine yakın belli olur ama ben oynayabileceğini, oynasa da çok verimli olabileceğini zannetmiyorum.
Liked by: Ceren Güngör

Abi tahminlerin sayesinde bu sezon iyi para kazandım. Ara verdin heralde bu aralar senden maç alamıyoruz. Güncel tahminleri bugün dahil 4 gözle bekliyoruz seni ve nba haberlerini zevkle okuyoruz saygılar :)

:) Teşekkür ederim. Evet ya araya kaynadı gitti tahminler. Sabah benim de aklıma geldi 'yahu kaç gün oldu tahmin vermiyorum, versem hepsi tutacaktı bak bunların' diye :) Birazdan ateşlerim bi'şeyler.
Liked by: Ceren Güngör

Cok pis örnek alınası birisin yemin ediyorum, imkansız diye birsey olmadığını senden öğrendim abi :)

Ehehe eyvallah ama abartıyorsun, daha yiyecek kırk fırın ekmeğimiz var.
Ama imkansızın olmadığını öğrenmen doğru :) İnsan bir şeyin -ciddi ciddi- delisi olursa bir yolunu bulup başarıyor. Gerçi başarı dediğin de komple bir bütün ve birçok bileşeni var. Yalnızca istemek, kafaya koymak yetmiyor. Yetenek, emek, tefekkür, inanç, özeleştiri, çalışma, dua gibi birçok donanımı var o işin. Ama imkansız yok, kesin bilgi ;)
Liked by: Ceren Güngör

Abi oğlun yok diye biliyorum doğru mu? Ikisi bir arada diyerek köpek ve küçük çocuk videosu atmissin da

Yok henüz çoluk çocuğa karışamadık. Videodaki yeğenim; bizlere de nasip olur inşaallah.
Ha köpek öz olmasa da kızım olur, o ayrı :)
Liked by: Ceren Güngör

Kız kardeşin çok güzel kız abi senden Allah'ın emriyle isteyebilir miyim

Önce kız kardeşimi, sonra erkek arkadaşını, sonra beni, sonra da babamı aşman gerekecek. Git Adriana Lima'ya yazıl, daha kolay sonuç alırsın :)
Liked by: Ceren Güngör

Abi kendimce yazıyorum, blogum var hatta. Ancak okuyan kisi sayisi 50 kisiyi gecmiyor. Kanima dokunuyor biraz, o kadar ugrasiyorum ancak okuyan kimse olmuyor. Ne yapmami onerirsin. Daha buyuk yerlerde yazmak istiyorum

Dostum; kişiselleştirme bunu. Bu ülkede genel olarak bir 'okumama' problemi var zaten. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da son derece tembel, üşengeç, lakin bir o kadar da egoistiz. Japonların tıp literatüründe bir hastalık ismi var; şimdi çıkaramadım ama anlamı şu: 'Ayakta kitap okuma hastalığı.' Genelde toplu taşımada vuku buluyor.
Türkiye'de de tam tersi işte. Sen blog diyorsun; ben 20'inci yılını kutlayan bir spor gazetesinde çalışıyorum, emin ol aynı problemle -kendi ölçeğimizde- biz de boğuşuyoruz. Kaldı ki artık herkes bir şeyler yazıyor, arz çok fazla. Belki espri ama gerçeğe yakın; kitap yazan sayısının, kitap okuyan sayısını geçtiği bir dönemdeyiz.
Yarın hava güneşli olsun; üzerimde bir tişörtle, motoruma atlayıp ofise yazlık kaskımla gidebileyim istiyorum. Ancak sabah muhtemelen hava buz gibi ve yağmurlu olacak ve ben bunu yapamayacağım. Bu böyle diye kahrolacak halim yok; bu durumu kabul edip ona göre tavır alacağım.
Sen de bu durumu kabullenmeli ve beklentilerini ona göre ayarlamalısın. Lakin komple umutsuz da olma; benim düsturum her zaman şu oldu: 'Sen pekmezi iyi yap, sinek Bağdat'tan gelir.' Babam, 'bir kitap yazabilmek için, bir kütüphane okumak gerekir' derdi. Kesinlikle haklı, iyi yazmanın yolu, okumaktan geçiyor. Çokça oku, hatta mümkün mertebe yabancı kaynakları, orijinal dilleriyle... Titiz bir tavrın olsun, neyi, nasıl yazıyorlar, ne tip sanatlar kullanılıyor, bir yazı nasıl 'daha okunabilir' hale gelir, her biri bu sanatın bir parçası. Okunabilir kılmak adına önerilerim; çok uzun tutma. Ara başlıklarla parçalara ayır, görsellerle süsle, gereksiz laf kalabalığından (ki ben bunu pek beceremem) kaçın. Profesyonel makalelerde de bu detayları gözlemleyeceksin zaten.
Ben bu işe başladığımda, buna benzer bir soruyu Kaan Kural'a sormuştum. Bana verdiği cevap, geçen gün çıkan röportajında (okumadıysan mutlaka göz gezdir) çizdiği portreden çok da farklı değildi. Daha büyük yerlerde yazma hayaline umarım bir gün ulaşırsın, ama emin ol kimse sana (maddi ya da manevi manada) o beklediğin altın madalyayı vermeyecek. (Kaan abi bana da aynen böyle demişti) Maalesef bu ükede bazı 'değerli' işler, rasyonel perspektifte değere dönüşmüyor. Hayatın bir gerçeği olarak da bir şekilde geçimini sağlamak durumunda olduğunu unutma.
En güzel önerim: gelir, geçim kaygın olmayacak şekilde dizayn et hayatını, sonra da doya doya, keyif için, fayda maksadıyla, rahat rahat yaz. Birçok örneği var zaten piyasada, işin içine girdiğinde de kalem sahibi olan, güçlü kişilerin geçim kaygısı taşımadıklarını göreceksin. Zaten o tip adamlar ziyadesiyle zeki, büyük bir kişi ağına sahip (network) kişiler oluyorlar. Hani 'ne iş yapsa' kazanır dediğin kalibrede, ya da dünyalığını çoktan yapmış adamlar oluyorlar.
Bir de şunu unutma: Medya değişiyor. Birçok kişi, eski medya formlarıyla düşünüp uygulayarak hayal kırıklığı yaşıyor. 'Yarın'ın medyasını öngör, ona göre hazırlan. Bence kazandıracak formül de bu.

View more

Liked by: Ceren Güngör

Yabanci dilin var mi? Varsa nasil gelisti

İngilizcem var. Özel bir şey yapmadım; dediğim gibi okumaya, yazmaya, konuşmaya ve dolayısıyla yabancı dile oldum olası ilgim olmuştur. Çocukken kurcalaya kurcalaya altyapısını oluşturdum, sonrası kendiliğinden geldi. Tabi burada babama bir teşekkür parantezi açmak gerek. Bende de, İngilizce öğretmenliği okuyan kız kardeşimde de yabancı dil ve kültür merakı uyandırdı. Kendisi de İngilizce'nin yanı sıra Fransızca ve (bir miktar) Arapça ve Farsça konuşur.
Liked by: Ceren Güngör

Next

Language: English